THİNK-2
THİNK-1
PROF. DR. F.PERVİN BİLİR
Köşe Yazarı
PROF. DR. F.PERVİN BİLİR
 

2020 Yılında Korona Salgınının Bize Öğrettikleri…

  2020 yılının bizde artık farklı bir anlamı var. Bu yılın başında yaşadığımız korona salgınının bize öğrettiklerinin bundan sonraki yaşamımızda önemli olduğunu düşünüyorum. Korona salgını yaşamımızdaki ezberlerimizi bozdu. Alışverişlerimiz, eğitimimiz, işimiz hepsi çevrimiçi dijital ortamlarda gerçekleşmeye başladı. Bu durum ilerleyen teknoloji sayesinde belki kaçınılmazdı, ancak korona bunu çabuklaştırdı hatta bizi cesaretlendirdi. Ben nadir on-line alışveriş yapıyordum, bazı çekincelerimden ötürü yapmak istemiyordum, ancak şimdi zorunlu olarak evden her türlü gereksinimimi on-line isteyerek karşılayabiliyorum. İşimi on-line evden sürdürüyorum. Korona salgını bu değişiklikleri yaparken birçok insanımızın, sağlık çalışanlarımızın yaşamını sonlandırdı. Mekânları Cennet olsun. Sağlık çalışanları görevleri nedeni ile korona virüse maruz kaldıkları için iş kazası kapsamında değerlendirilmeleri gerektiğine inanarak, onlara minnettar olduğumu belirtmek isterim. Salgın sürecinde yaşam içinde korunma siperlerimiz ise; 2M+1H ile formüle edebileceğimiz; MASKE + MESAFE + HİJYEN oldu.   MASKE, her ne kadar kendimizi korusa da aslında karşımızdakini de bizden korumak için olduğunu öğrendik. Maske takmak toplumsal bir saygının göstergesi oldu. Böylece Korona bize, birlikte yaşarken karşımızdakini düşünmemiz gerektiğini öğretti. MESAFE, korona ile birlikte fiziksel olarak uzaklığımızın ve yitirilen yakınlığın sembolü oldu. Evlerimize artık ev sakinlerinin dışında girip çıkanlar yok. Bu sosyalleşmemizin ne denli değerli ve önemli olduğunu, sağlığımız yerinde ve dışarıya çıkıp dolaşıyor olabilmemizin,  birbirimizle görüşüp sohbet edebilmemizin aynı masada yemek yiyebilmemizin, karşılıklı doyasıya sohbet edebilmemizin ne denli lüks olduğunu htirdi. Böylece korona bize, mutlu olmamız için bunlardan gayrısının gerekli olmadığını, öğretti. HİJYEN, temizliği anlatan bir kavram olarak bu süreçte bizlerin temiz olmamız gerektiğinin altını çizdi. En basit el yıkama davranışının günlük yaşamda önemsemeyip yapmayanların kaçınılmaz olarak artık ellerini yıkadıklarına veya steril ürünler kullandıklarına tanık olduk. Kurumsal zorunluluklar olarak da girip çıktığımız her yerde ellerimizi steril etmeye çalıştık.  Eski bir geleneğimiz olan ve şimdilerde unutmuş olduğumuz, eve gelen misafirlere hemen kolonyanın neden döküldüğünü hatırladık ve bunu uygular olduk. Alışveriş, kargo poşetlerimizi ve ayakkabılarımızı sabunlu sular ile sildik. Dışarı çıkıp her eve gelişimizde duş almayı rutin haline getirdik. Yani demem o ki korona bize temiz olmamız gerektiğini öğretti. Fiziksel aktivite ve spor alışkanlıklarımızda da çok büyük değişiklikler oldu. Son yıllarda oldukça çok kişinin kapalı salonlarda bir arada yaptığı fiziksel aktivitelerden, açık havada ve doğada yapılan aktivitelere yöneldik. Böylece çevremizi keşfettik. 23 yıldır Adana’da yaşıyorum. Alman Köprüsü’nü (Varda Köprüsü) görmeye hep gitmek istemiştim bir türlü gidememiştim.  Bu süreçte evde bulunmaktan sıkıldığım bir anda kendimi, bir hafta sonu Karaisalı’da buldum. Alman Köprüsü ve Çakıt Vadisi’nde yürümek ilaç gibi geldi bana. Korona doğayı keşfetmemiz gerektiğini ancak ona zarar vermememiz gerektiğini öğretti bize. 2020 yılına güle güle, 2021 yılına merhaba derken, korona salgınının bize öğrettiği güzel alışkanlıklarımızın yeni yılda devam etmesini ama koronanın 2020 yılında kalmasını diliyorum. Sevgilerimle.    
Ekleme Tarihi: 01 Ocak 2021 - Cuma

2020 Yılında Korona Salgınının Bize Öğrettikleri…

 

2020 yılının bizde artık farklı bir anlamı var. Bu yılın başında yaşadığımız korona salgınının bize öğrettiklerinin bundan sonraki yaşamımızda önemli olduğunu düşünüyorum. Korona salgını yaşamımızdaki ezberlerimizi bozdu. Alışverişlerimiz, eğitimimiz, işimiz hepsi çevrimiçi dijital ortamlarda gerçekleşmeye başladı. Bu durum ilerleyen teknoloji sayesinde belki kaçınılmazdı, ancak korona bunu çabuklaştırdı hatta bizi cesaretlendirdi. Ben nadir on-line alışveriş yapıyordum, bazı çekincelerimden ötürü yapmak istemiyordum, ancak şimdi zorunlu olarak evden her türlü gereksinimimi on-line isteyerek karşılayabiliyorum. İşimi on-line evden sürdürüyorum.

Korona salgını bu değişiklikleri yaparken birçok insanımızın, sağlık çalışanlarımızın yaşamını sonlandırdı. Mekânları Cennet olsun. Sağlık çalışanları görevleri nedeni ile korona virüse maruz kaldıkları için iş kazası kapsamında değerlendirilmeleri gerektiğine inanarak, onlara minnettar olduğumu belirtmek isterim.

Salgın sürecinde yaşam içinde korunma siperlerimiz ise; 2M+1H ile formüle edebileceğimiz;

MASKE + MESAFE + HİJYEN oldu.  

MASKE, her ne kadar kendimizi korusa da aslında karşımızdakini de bizden korumak için olduğunu öğrendik. Maske takmak toplumsal bir saygının göstergesi oldu. Böylece Korona bize, birlikte yaşarken karşımızdakini düşünmemiz gerektiğini öğretti.

MESAFE, korona ile birlikte fiziksel olarak uzaklığımızın ve yitirilen yakınlığın sembolü oldu. Evlerimize artık ev sakinlerinin dışında girip çıkanlar yok. Bu sosyalleşmemizin ne denli değerli ve önemli olduğunu, sağlığımız yerinde ve dışarıya çıkıp dolaşıyor olabilmemizin,  birbirimizle görüşüp sohbet edebilmemizin aynı masada yemek yiyebilmemizin, karşılıklı doyasıya sohbet edebilmemizin ne denli lüks olduğunu htirdi. Böylece korona bize, mutlu olmamız için bunlardan gayrısının gerekli olmadığını, öğretti.

HİJYEN, temizliği anlatan bir kavram olarak bu süreçte bizlerin temiz olmamız gerektiğinin altını çizdi. En basit el yıkama davranışının günlük yaşamda önemsemeyip yapmayanların kaçınılmaz olarak artık ellerini yıkadıklarına veya steril ürünler kullandıklarına tanık olduk. Kurumsal zorunluluklar olarak da girip çıktığımız her yerde ellerimizi steril etmeye çalıştık.  Eski bir geleneğimiz olan ve şimdilerde unutmuş olduğumuz, eve gelen misafirlere hemen kolonyanın neden döküldüğünü hatırladık ve bunu uygular olduk. Alışveriş, kargo poşetlerimizi ve ayakkabılarımızı sabunlu sular ile sildik. Dışarı çıkıp her eve gelişimizde duş almayı rutin haline getirdik. Yani demem o ki korona bize temiz olmamız gerektiğini öğretti.

Fiziksel aktivite ve spor alışkanlıklarımızda da çok büyük değişiklikler oldu. Son yıllarda oldukça çok kişinin kapalı salonlarda bir arada yaptığı fiziksel aktivitelerden, açık havada ve doğada yapılan aktivitelere yöneldik. Böylece çevremizi keşfettik. 23 yıldır Adana’da yaşıyorum. Alman Köprüsü’nü (Varda Köprüsü) görmeye hep gitmek istemiştim bir türlü gidememiştim.  Bu süreçte evde bulunmaktan sıkıldığım bir anda kendimi, bir hafta sonu Karaisalı’da buldum. Alman Köprüsü ve Çakıt Vadisi’nde yürümek ilaç gibi geldi bana. Korona doğayı keşfetmemiz gerektiğini ancak ona zarar vermememiz gerektiğini öğretti bize.

2020 yılına güle güle, 2021 yılına merhaba derken, korona salgınının bize öğrettiği güzel alışkanlıklarımızın yeni yılda devam etmesini ama koronanın 2020 yılında kalmasını diliyorum. Sevgilerimle.  

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve artihabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu 2023 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler grandpashabet güncel adres canlı casino akademik sofia deneme bonusu veren siteler grandpashabet betpark süperbetin giriş betebet bets10 Matadorbet vdcasino tipobet giriş deneme bonusu