THİNK-2
THİNK-1
REMZİ YILDIRIM
Köşe Yazarı
REMZİ YILDIRIM
 

Mekanın cennet bahçesi, kabrin nur dolsun şehidim

Bazen kelimeler yetmez, bazen ne söylense boş gelir. Sözün bittiği, boğazın düğümlendiği anlardan biri, bir şehit haberi aldığımız o an... Bu sefer, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın anlamını daha derin hissettiğimiz bir gün, Şehit Komando Uzman Çavuş Murat Akman’ın aramızdan ayrılışının hüznünü ve onun geride bıraktığı mektubu paylaşıyorum. Kendisini koruyacak, arkasından yas tutacak bir ailesi olmadığı için, bu mektubu Türk milletine, yani bize bıraktı. O mektubu okurken, sadece bir askerin değil, vatanına bağlı, milletine adanmış bir ruhun son sözlerini duyar gibi oluyoruz. Murat Akman, vatana olan bağlılığını ve şehadetini tüm kalbiyle yaşamış bir kahraman. Şehit olmadan önce Türk milletine yazdığı bu son mektup, sadece birkaç cümle değil, aslında bir milletin vicdanına dokunan bir haykırış. Bu vesileyle, şehidimize ve tüm şehitlerimize birer Fatiha okuyalım ve mektubunun mesajını yüreğimizde hissedelim. “Bu mektuptaki yazdıklarım bir Komando Çavuş olarak, ailem olmadığı için Türk milletine yazdığım mektuptur. Bu mektubu gazete haberinden okuduysanız bilin ki ben şehit olmuşumdur. Bir ailem olsaydı mektubumu onlara gönderirdim ancak yok. Size koğuştaki ranzamdan yazıyorum. Şu an etrafımda Adana, Ağrı, Kars, Edirne, Diyarbakır, Ankara, İzmir, İstanbul, Urfa, Trabzon Türkiye’nin dört bir yanından ve birbirlerini korumaya yemin etmiş çok sayıda asker var. Birazdan operasyona gideceğiz. Dileğimiz, kayıp vermeden geri gelmek. İlerde ölürüm diye mektup yazmak çok zor. Aklına getirmez ya insan ölümü, hani her zaman bir umut vardır ya, askerlik bittiğinde yırtıp atacaktım yazdığım bu mektubu ama şu an okuyorsanız yırtamadım demektir. Zaten pek de kalem tutmaz elim. Silah tutmayı daha iyi bilirim. Sizi korumam için siz öğrettiniz. Silah tutmayı, nişan almayı. Tuhaf olan siz bu mektubu okurken ben öldüğümü dahi bilmiyor olacağım. Ya bir mayına bastım ya da yediğim birkaç kurşun... Bileniniz var mı ben nasıl öldüm? Kışlamda her televizyona baktığımda; Birbirinizi öldürdüğünüzü, birbirinizin canını yaktığını gördüm. Müziğin sesini çok açtı diye komşusunu vuranlar, kadına el kaldıranlar, cebinde 10 TL için adam vuranlar... Kız arkadaşına baktı diye alayını bıçaklayanlar, bileniniz var mı ben ki korumak için öldüm? Eti az pişti diye garsona çıkışan adam, sen rahat uyu diye kurşunlar başımın üstünden geçerken, ben dağlarda her bulduğumu yedim. Arabasını solladılar diye levyesini kapıp arabadan inen adam, söylesenize beni çöp bidonuna atan anam, ben kimin için öldüm? Yetimhanede, askerde en güzel şeyin ekmeğini bölüp paylaşmak olduğunu öğrendik. Peki, size neyi bölmeyi öğrettiler? Sizi önce Allah’a, sonra birbirinize emanet ediyorum. Ben Allah için sizden razı oldum. Allah da sizden razı olsun.” Bu mektup, Murat Akman’ın yalnızca bir asker olarak değil, bir insan olarak taşıdığı yükü ve içinde bulunduğu zorlukları, bize gösteriyor. O, vatanı için hayatını feda ederken, geride bıraktığı bu satırlarla bizlere unutulmaz dersler veriyor. Murat Akman’ın mektubunda dile getirdiği haykırışlar, hepimize bir ayna tutuyor. O, vatana adadığı hayatını, canını, bizler için, bu topraklar üzerinde özgürce yaşayıp nefes alabilelim diye feda etti. Bir anne-baba sevgisinden mahrum büyüdü belki ama bu milletin evladı olarak, vatan toprağına karıştı. Onun yüreğindeki vatan sevgisi, bizlere verdiği mesajlarda açıkça görülüyor. Bu mesajlar, toplum olarak bizleri düşünmeye sevk etmeli. Kendi küçük dertlerimize, basit kavgalara, geçici öfkelere kapılıp, gerçekleri görmeyi unutuyoruz. Şehidimiz Murat Akman, bizi bu gerçeklerle yüzleşmeye çağırıyor. Bir ekmeği paylaşmayı, birbirimizi sevmeyi, insan olmayı hatırlatıyor. Bugün, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyorsak, bunu Murat Akman gibi nice kahramanlarımızın fedakârlıklarına borçluyuz. Bu bayram, sadece bir zaferin değil, bu vatan için canını feda eden şehitlerimizin aziz hatırasının da bir yansımasıdır. Murat Akman ve onun gibi şehitlerimizin bıraktığı miras, bu ülkenin ve milletin birlik ve beraberliğini simgeliyor. Onların hatırasını yaşatmak, onların bıraktığı emanete sahip çıkmak, hepimizin görevi. Bu mektup, sadece bir veda değil, bizlere emanet edilen bir bayraktır. Bu bayrağı gururla taşımak ve şehitlerimizin emanetine sahip çıkmak, her birimizin borcudur. Ey şehidim, sen rahat uyu. Senin bıraktığın bu vatan emanetini, bizler koruyacağız. Allah senden razı olsun, mekânın cennet olsun. Şehidin Sözlerinde Yansıyan Toplumsal Eleştiriler Murat Akman’ın mektubunda dikkat çeken nokta, onun topluma yönelik eleştirileri. Askerken bile gözlemlediği toplumsal sorunları dile getiriyor. Komşusunu, kadını, küçük hırsızlıkları bile bağıran veya zarar veren kişileri eleştiriyor. Bu, onun sadece bir asker olmadığını, aynı zamanda derin bir insani duyarlılığa sahip olduğunu gösteriyor. “Birbirinizi öldürdüğünüzü, birbirinizin canını yaktığını gördüm. Müziğin sesini çok açtı diye komşusunu vuranlar, kadına el kaldıranlar, cebinde 10 TL için adam vuranlar...” gibi ifadelerle Murat Akman, toplumun içindeki küçük ama önemli sorunlara dikkat çekiyor. Onun bu eleştirileri, aslında daha barışçıl ve anlayışlı bir toplum arzusu içinde olduğunu gösteriyor. Vatan İçin Fedakarlığın Önemi Murat Akman’ın vatan için yaptığı fedakarlık, Türk milletinin tarih boyunca değer verdiği bir erdemdir. Onun bu son mektubu, sadece bir vatan savunucusunun değil, aynı zamanda bir insanın içsel dünyasını da yansıtır. Vatan için can veren bir asker olarak Murat Akman, bizlere vatan sevgisinin ne kadar derin ve özverili olması gerektiğini hatırlatıyor. Bugün, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlarken, Murat Akman’ın şehadeti nedeniyle bu günü daha da anlamlı kılıyoruz. Onun ve diğer tüm şehitlerimizin hatırası, bize birlik ve beraberlik içinde olmanın, vatanımıza sahip çıkmanın önemini bir kez daha hatırlatıyor. Aile ve Toplum Bağları Murat Akman’ın mektubunda, ailesi olmadığı için Türk Milletine yönelmesi, toplumda aile bağlarının ve sosyal destek sistemlerinin önemine işaret ediyor. Onun ailevi desteği olmadan da vatan için can vermesi, sadece askeri bir görev değil, aynı zamanda toplumsal dayanışma ve milli birliktelik gerektiren bir sorumluluk olduğunu gösteriyor. Bu noktada, toplum olarak bizlerin de aile bağlarını güçlendirmemiz, dayanışma içinde olmamız ve birbirimize destek olmamız gerektiğini Murat Akman bize hatırlatıyor. Şehitlerimize Bir Fatiha Şehit Murat Akman’a ve tüm şehitlerimize birer Fatiha okumak, onların anısını yaşatmanın ve yaptıkları fedakârlıkları unutmamanın bir yolu olarak önemlidir. Onların ruhları şad olsun, cennet bahçelerinde huzur içinde yatsınlar. Vatan İçin Birlik ve Beraberlik Murat Akman’ın mektubu, vatanımız için can veren her bir askerimizin yürekten duygularını ve düşüncelerini bize ulaştırıyor. Onun bu mektubu, bize birlik ve beraberlik içinde olmanın, vatanımıza sahip çıkmanın, toplumsal sorunlara duyarlı olmanın önemini anlatıyor. Bugün, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlarken, Murat Akman’ın şehadeti nedeniyle bu günü daha derinden yaşıyoruz. Onun ve diğer tüm şehitlerimizin hatırası, bizlere daha aydınlık bir gelecek için çalışmanın, barışın ve huzurun peşinden gitmenin önemini hatırlatıyor. Vatan için can veren tüm şehitlerimize minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz. Mekânın cennet bahçesi onların mekânı olsun, kabirleri nur dolsun.
Ekleme Tarihi: 28 Ağustos 2024 - Çarşamba

Mekanın cennet bahçesi, kabrin nur dolsun şehidim

Bazen kelimeler yetmez, bazen ne söylense boş gelir. Sözün bittiği, boğazın düğümlendiği anlardan biri, bir şehit haberi aldığımız o an... Bu sefer, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın anlamını daha derin hissettiğimiz bir gün, Şehit Komando Uzman Çavuş Murat Akman’ın aramızdan ayrılışının hüznünü ve onun geride bıraktığı mektubu paylaşıyorum. Kendisini koruyacak, arkasından yas tutacak bir ailesi olmadığı için, bu mektubu Türk milletine, yani bize bıraktı. O mektubu okurken, sadece bir askerin değil, vatanına bağlı, milletine adanmış bir ruhun son sözlerini duyar gibi oluyoruz.

Murat Akman, vatana olan bağlılığını ve şehadetini tüm kalbiyle yaşamış bir kahraman. Şehit olmadan önce Türk milletine yazdığı bu son mektup, sadece birkaç cümle değil, aslında bir milletin vicdanına dokunan bir haykırış. Bu vesileyle, şehidimize ve tüm şehitlerimize birer Fatiha okuyalım ve mektubunun mesajını yüreğimizde hissedelim.

“Bu mektuptaki yazdıklarım bir Komando Çavuş olarak, ailem olmadığı için Türk milletine yazdığım mektuptur. Bu mektubu gazete haberinden okuduysanız bilin ki ben şehit olmuşumdur. Bir ailem olsaydı mektubumu onlara gönderirdim ancak yok. Size koğuştaki ranzamdan yazıyorum. Şu an etrafımda Adana, Ağrı, Kars, Edirne, Diyarbakır, Ankara, İzmir, İstanbul, Urfa, Trabzon Türkiye’nin dört bir yanından ve birbirlerini korumaya yemin etmiş çok sayıda asker var. Birazdan operasyona gideceğiz. Dileğimiz, kayıp vermeden geri gelmek. İlerde ölürüm diye mektup yazmak çok zor. Aklına getirmez ya insan ölümü, hani her zaman bir umut vardır ya, askerlik bittiğinde yırtıp atacaktım yazdığım bu mektubu ama şu an okuyorsanız yırtamadım demektir. Zaten pek de kalem tutmaz elim. Silah tutmayı daha iyi bilirim. Sizi korumam için siz öğrettiniz. Silah tutmayı, nişan almayı. Tuhaf olan siz bu mektubu okurken ben öldüğümü dahi bilmiyor olacağım. Ya bir mayına bastım ya da yediğim birkaç kurşun... Bileniniz var mı ben nasıl öldüm? Kışlamda her televizyona baktığımda; Birbirinizi öldürdüğünüzü, birbirinizin canını yaktığını gördüm. Müziğin sesini çok açtı diye komşusunu vuranlar, kadına el kaldıranlar, cebinde 10 TL için adam vuranlar... Kız arkadaşına baktı diye alayını bıçaklayanlar, bileniniz var mı ben ki korumak için öldüm? Eti az pişti diye garsona çıkışan adam, sen rahat uyu diye kurşunlar başımın üstünden geçerken, ben dağlarda her bulduğumu yedim. Arabasını solladılar diye levyesini kapıp arabadan inen adam, söylesenize beni çöp bidonuna atan anam, ben kimin için öldüm? Yetimhanede, askerde en güzel şeyin ekmeğini bölüp paylaşmak olduğunu öğrendik. Peki, size neyi bölmeyi öğrettiler? Sizi önce Allah’a, sonra birbirinize emanet ediyorum. Ben Allah için sizden razı oldum. Allah da sizden razı olsun.”

Bu mektup, Murat Akman’ın yalnızca bir asker olarak değil, bir insan olarak taşıdığı yükü ve içinde bulunduğu zorlukları, bize gösteriyor. O, vatanı için hayatını feda ederken, geride bıraktığı bu satırlarla bizlere unutulmaz dersler veriyor.
Murat Akman’ın mektubunda dile getirdiği haykırışlar, hepimize bir ayna tutuyor. O, vatana adadığı hayatını, canını, bizler için, bu topraklar üzerinde özgürce yaşayıp nefes alabilelim diye feda etti. Bir anne-baba sevgisinden mahrum büyüdü belki ama bu milletin evladı olarak, vatan toprağına karıştı. Onun yüreğindeki vatan sevgisi, bizlere verdiği mesajlarda açıkça görülüyor.

Bu mesajlar, toplum olarak bizleri düşünmeye sevk etmeli. Kendi küçük dertlerimize, basit kavgalara, geçici öfkelere kapılıp, gerçekleri görmeyi unutuyoruz. Şehidimiz Murat Akman, bizi bu gerçeklerle yüzleşmeye çağırıyor. Bir ekmeği paylaşmayı, birbirimizi sevmeyi, insan olmayı hatırlatıyor.

Bugün, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyorsak, bunu Murat Akman gibi nice kahramanlarımızın fedakârlıklarına borçluyuz. Bu bayram, sadece bir zaferin değil, bu vatan için canını feda eden şehitlerimizin aziz hatırasının da bir yansımasıdır.

Murat Akman ve onun gibi şehitlerimizin bıraktığı miras, bu ülkenin ve milletin birlik ve beraberliğini simgeliyor. Onların hatırasını yaşatmak, onların bıraktığı emanete sahip çıkmak, hepimizin görevi. Bu mektup, sadece bir veda değil, bizlere emanet edilen bir bayraktır. Bu bayrağı gururla taşımak ve şehitlerimizin emanetine sahip çıkmak, her birimizin borcudur.

Ey şehidim, sen rahat uyu. Senin bıraktığın bu vatan emanetini, bizler koruyacağız. Allah senden razı olsun, mekânın cennet olsun.

Şehidin Sözlerinde Yansıyan Toplumsal Eleştiriler
Murat Akman’ın mektubunda dikkat çeken nokta, onun topluma yönelik eleştirileri. Askerken bile gözlemlediği toplumsal sorunları dile getiriyor. Komşusunu, kadını, küçük hırsızlıkları bile bağıran veya zarar veren kişileri eleştiriyor. Bu, onun sadece bir asker olmadığını, aynı zamanda derin bir insani duyarlılığa sahip olduğunu gösteriyor.
“Birbirinizi öldürdüğünüzü, birbirinizin canını yaktığını gördüm. Müziğin sesini çok açtı diye komşusunu vuranlar, kadına el kaldıranlar, cebinde 10 TL için adam vuranlar...” gibi ifadelerle Murat Akman, toplumun içindeki küçük ama önemli sorunlara dikkat çekiyor. Onun bu eleştirileri, aslında daha barışçıl ve anlayışlı bir toplum arzusu içinde olduğunu gösteriyor.

Vatan İçin Fedakarlığın Önemi
Murat Akman’ın vatan için yaptığı fedakarlık, Türk milletinin tarih boyunca değer verdiği bir erdemdir. Onun bu son mektubu, sadece bir vatan savunucusunun değil, aynı zamanda bir insanın içsel dünyasını da yansıtır. Vatan için can veren bir asker olarak Murat Akman, bizlere vatan sevgisinin ne kadar derin ve özverili olması gerektiğini hatırlatıyor.
Bugün, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlarken, Murat Akman’ın şehadeti nedeniyle bu günü daha da anlamlı kılıyoruz. Onun ve diğer tüm şehitlerimizin hatırası, bize birlik ve beraberlik içinde olmanın, vatanımıza sahip çıkmanın önemini bir kez daha hatırlatıyor.

Aile ve Toplum Bağları
Murat Akman’ın mektubunda, ailesi olmadığı için Türk Milletine yönelmesi, toplumda aile bağlarının ve sosyal destek sistemlerinin önemine işaret ediyor. Onun ailevi desteği olmadan da vatan için can vermesi, sadece askeri bir görev değil, aynı zamanda toplumsal dayanışma ve milli birliktelik gerektiren bir sorumluluk olduğunu gösteriyor.
Bu noktada, toplum olarak bizlerin de aile bağlarını güçlendirmemiz, dayanışma içinde olmamız ve birbirimize destek olmamız gerektiğini Murat Akman bize hatırlatıyor.

Şehitlerimize Bir Fatiha
Şehit Murat Akman’a ve tüm şehitlerimize birer Fatiha okumak, onların anısını yaşatmanın ve yaptıkları fedakârlıkları unutmamanın bir yolu olarak önemlidir. Onların ruhları şad olsun, cennet bahçelerinde huzur içinde yatsınlar.

Vatan İçin Birlik ve Beraberlik
Murat Akman’ın mektubu, vatanımız için can veren her bir askerimizin yürekten duygularını ve düşüncelerini bize ulaştırıyor. Onun bu mektubu, bize birlik ve beraberlik içinde olmanın, vatanımıza sahip çıkmanın, toplumsal sorunlara duyarlı olmanın önemini anlatıyor.
Bugün, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlarken, Murat Akman’ın şehadeti nedeniyle bu günü daha derinden yaşıyoruz. Onun ve diğer tüm şehitlerimizin hatırası, bizlere daha aydınlık bir gelecek için çalışmanın, barışın ve huzurun peşinden gitmenin önemini hatırlatıyor.
Vatan için can veren tüm şehitlerimize minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz. Mekânın cennet bahçesi onların mekânı olsun, kabirleri nur dolsun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve artihabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Şahin Kar
(30.09.2024 15:11 - #197)
Allahım rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve artihabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu 2023 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler grandpashabet güncel adres canlı casino akademik sofia deneme bonusu veren siteler grandpashabet betpark süperbetin giriş betebet bets10 Matadorbet vdcasino tipobet giriş deneme bonusu