Randevu…
İki ya da daha fazla kişi arasında önceden kararlaştırılan, belli bir saatte ve belli bir yerde buluşma sözleşmesi. Bu, toplumumuzda saygı ve güvenin temelini oluşturan önemli bir kavramdır. Ancak bu kavramın anlamını kaybettiği durumlarla karşılaşmak da ne yazık ki mümkün. İşte böyle bir olay, Kadim Şehir Adana'da yaşandı.
Kısa adı DAİMFED olan Doğu Akdeniz İnşaat Birlikleri Federasyonu Başkanı Sayın Mustafa Karslıoğlu'nun, gazetecilere yönelik sergilediği tavır tam anlamıyla bir skandal niteliği taşıyor. Randevulaşma kavramını hiçe sayarak, Adana’daki gazetecilik mesleğini onurlarıyla icra eden, yıllarını bu mesleğe adamış gazetecilere karşı büyük bir saygısızlık sergiledi. Bu olay, hem gazetecilik mesleğine hem de Adana’nın saygınlığına gölge düşürdü.
Sabah 10’da Verilen Randevu ve Boşa Geçen Bir Saat
Gazeteciler sabah saat 10’da Sayın Karslıoğlu’nun odasında hazır bulundu. Karslıoğlu, bizzat bu randevuyu gazetecilere vermişti. Ancak ne oldu? Gazeteciler tam bir saat boyunca bekledi. Beklemek elbette insana mahsus bir erdemdir, ancak bu bekleyişin sonunda ne bir özür, ne de bir açıklama geldi. Bunun yerine, Karslıoğlu odasına onlarca kişiyle birlikte girerek gazetecilere sadece kafasını sallayıp hoş geldiniz manasında bir hareket yaptı. Peki, bu hareket ne anlama geliyor? Saygısızlığın somutlaşmış hali değil mi?
Gazetecilerin Sessiz Tepkisi ve Adana’ya Yansıyan Ayıp
Gazeteciler, odayı sessiz sedasız terk etti. Hiçbir tartışmaya mahal vermediler. Belki de bu, onların meslek onuruna yakışır bir tavırdı. Ancak bu sessizlik, aslında Adana adına duyulan bir üzüntünün de göstergesiydi. Çünkü gazeteciler sadece kendi adlarına değil, halk adına oradaydılar. Kamuoyunu aydınlatmak, halkın sesi olmak için mesleklerini icra ediyorlar. Bir saat boyunca bekleyip ardından bu şekilde bir tavırla karşılaşmak, gazetecilere değil, doğrudan Adana’nın saygınlığına bir darbedir.
Saygının ve Misafirperverliğin Önemi
Bir makam sahibi olmak, beraberinde birçok sorumluluk getirir. Bu sorumlulukların başında ise insanlara saygılı olmak gelir. Sayın Karslıoğlu, gazeteciler sizin misafirinizdi. Randevuyla gelen misafirlerinize bu denli ilgisiz bir tavır sergilemek, yalnızca bireysel bir saygısızlık değil, aynı zamanda o makamın itibarına da zarar vermek demektir.
Gazetecilere yapılan bu saygısızlık, aslında toplumun her kesimine yapılan bir saygısızlıktır. Çünkü gazeteciler, halk adına sorular sorar, halk adına araştırır ve halk adına yazarlar. Onlara yapılan bir haksızlık, doğrudan halka yapılmış olur.
Skandalın Sonuçları ve Ders Çıkarmak
Bu olaydan çıkarılacak en önemli ders, randevunun bir formaliteden ibaret olmadığıdır. Randevu, bir sözleşmedir. Bu sözleşmeyi ihlal etmek, yalnızca karşınızdakine değil, aynı zamanda kendi itibarınıza da zarar verir. Sayın Karslıoğlu, bu tavrınızla ne yazık ki randevunun adabına uymadınız.
Bir skandal olarak nitelendirilen bu olay, bir daha yaşanmamalıdır. Çünkü bu tür olaylar, bireylerin ve kurumların itibarını zedeler. Umarız bu durum, hem Sayın Karslıoğlu hem de benzer makam sahipleri için bir ders olur. İnsanlara ve özellikle gazetecilere karşı daha saygılı, daha duyarlı bir yaklaşım sergilemek, yalnızca kişisel bir erdem değil, aynı zamanda bir makam sahibinin sorumluluğudur.
Adana gibi kadim bir şehrin adına yakışır şekilde, gazetecilere saygı gösterilmesi ve halkın sesi olan bu meslek mensuplarının ciddiye alınması gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isterim. Çünkü randevular, hem kişisel hem de toplumsal düzeyde güven inşa eder. Bu güveni sarsmak, geri dönüşü olmayan zararlar doğurabilir.
Sayın Karslıoğlu’na ve diğer tüm yetkililere, bu tür durumların tekrarlanmaması adına daha dikkatli olmalarını tavsiye ediyoruz. Unutmayın, insan ilişkilerinde saygı her şeyin başlangıcıdır.