Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün "Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesinin en somut ve samimi adımlarından biride spor alanında atılmıştır. Atatürk sporun uluslararası alanda en etkili propaganda araçlarından biri olduğunu ifade etmiştir.
Spor konusunda yapılan çalışmalarda bu konuları hep dikkate almıştır. Cumhuriyet dönemi başlamasından itibaren Türk sporu kulüplerinin ve sporcularının, devletin tüm imkân ve potansiyellerinden yararlanmaları sağlanmıştır. Geniş çaplı bir teşkilatlanma ile ulusal ve uluslararası düzeyde spor katılımları sağlanmıştır.
Cumhuriyet ilan edilmeden hemen önce sporun önemi dile getirilmiş ve "Türkiye İdman Cemiyeti İttifakı" nın temeli oluşturulmuştur. Bu cemiyetin ilk toplantısı Ali Sami Beyin başkanlığında spor kulüpleri ile yapılmıştır.
16 Ocak 1924 tarihinde de bakanlar kurulu kararı ile resmiyet kazanmıştır.
Cumhuriyetin ilanı ile birlikte spor faaliyetleri sevk ve idare eden tek yetkili organ olan bu cemiyet, devletçe desteklenip, bütçeden pay almıştır. Bu cemiyet daha sonra Türkiye Spor Kurumu, Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü ve son olarak ta Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak faaliyetlerini sürdürmüştür. T.C nin kurulması ile birlikte konulan hedef çağdaş bir toplum yaratmak olmuştur. Cumhuriyet bilimi, sanatı ve sporu uygarlık yolunda önemli yapı taşları olarak kabul etmiştir.
Atatürk’e göre spor, kültürel yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır.
Atatürk T.C.nin ilelebet payidar kalması ve çağdaş medeniyet düzeyine ulaşması için sağlam kafalara ihtiyaç olduğuna inandığı için "Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur" sözü ile de spora verdiği önemi vurgulamıştır.
Sporla yaşam, sağlıklı ve uzun bir yaşam imkânı demektir.